29 Kasım 2013 Cuma

LISANDRO ALONSO VE LIVERPOOL

Lisandro Alonso ile tarih itibariyle son filmi Liverpool sayesinde tanıştım. İyi de etmişim. 1975 doğumlu olmasına rağmen 4 uzun metraj film çekmeyi başarmış. İnternet ortamından hepsine erişme şansı buldum ve ardı ardına izledim.
2001 tarihli La Libertad'ın ardından 2004'te Los Muertos, 2006'da önceki filmine göndermelerle dolu Fantasma'yı çektikten sonra sıra Liverpool'a gelmiş. Filmlerinde yönetmenlik becerisi olarak lineer bir çizgi izlemiş kanaatimce ve Liverpool en yetkin filmi. Söylemeden söyleyen, eylemeden eyleyen minimal anlatım dili yaşının çok çok ötesinde. Bir kıyas kabul görecekse Avrupa'da Pedro Costa, Asya'da ise Tsai Ming-liang sinemasıyla karşılaştırabiliriz.
Ticari sinemanın hiçbir kuralını önemsemeyen, öyküden çok anlatım biçimini zenginleştirmeye çalışan, diyalogtan çok görüntüyle derdini anlatan bir sinema Alonso'nunki...
 La Libertad' ta, ormanda ağaç işleri işçisi genç bir adamın bir çadırda yaşayarak doğayla bulduğu huzuru, Los Muertos'ta kardeşlerini öldürmüş ve serbest bırakılan bir mahkumun yıllar sonra ormanın derinliklerinde nehir yoluyla bir yolculuk yaparak kızını arayışı anlatıyor. Fantasma teknik sıkıntılardan dolayı tamamlayamadığım bir film oldu. Hakkında yorum yapmam yanlış olur. Son olarak Liverpool ise ticari bir gemide çalışan Farrel'in izin alarak yıllardır görmediği ve hatta yaşayıp yaşamadığını bilmediği annesini ziyarete gidişini öykülüyor. Yine bir orman yakınında kereste işleme üzerine adeta küçük bir komün gibi kurulmuş yerleşke aynı zamanda Farrel'in çocukluğunu da geçirdiği yerdir. Farrel karla kaplı yollarda zorlu bir yolculuktan sonra menzile ulaşır fakat hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Kameranın olayları adeta belgesel gibi izleyişi, mekanların ve oyunculukların doğallığı ilk dikkat çekici özelliği gibi görünse de alttan alta her minik hamlede derin bir anlatım taşıyan sinamatografi yavaşça ağırlığını koyuyor filmlerinde.
Imdb ve bazı haber kaynaklarının yazdıklarına göre ismi henüz açıklanmamış ve Avrupa'da geçecek bir film için başrol oyunculuğu için Viggo Mortensen ile anlaşma imzalamış bulunuyor.
Açıkçası bu genç yaşta böylesine olgun bir sinema seviyesine erişmiş Lisandro Alonso'dan kötü film beklemiyorum. Aksine ileride daha da parıltılı işlere imza atarak büyük festivallerde adından söz ettireceğini düşünüyorum.

24 Kasım 2013 Pazar

Peacock

PEACOCK - CHANGWEI GU

Görüntü yönetmenliğinden yönetmenliğe geçiş yapan Çinli sinemacı Changwei Gu'nun ilk uzun metrajlı filmi. Anne baba, bir kız, bir zihinsel problemli büyük erkek ve bir de küçük erkek kardeşlerden oluşan bir aileye otobiyografik bir bakış.
1970'lerde kuzey Çin'de bir kasabada geçen film ağır ilerleyen temposuna aldanmayıp giriş bölümünü geçtikten sonra yavaş yavaş koltuklarınıza sizi yapıştırmakla kalmayıp finale doğru adeta çiviliyor.
Müthiş bir sinematografi, dokunaklı bir hikaye ve sinemaya dair her şey. Hele annelerinin küçük erkek kardeşinin engelli ağabeyine yaptıklarının ne anlama geldiğini anlattığı bir sahne vardı ki uzun zamandır film seyrederken bir sinematik ifade karşısında kalbim daralmamıştı.
Adını hep duyduğum ama filmlerine bir türlü denk gelemediğim bir yönetmendi Changwei Gu. Yetenekli bir sinemacıymış vesselam.
Saygıyla eğiliyorum.

Film link : http://politikfilm.net/1460-kong-que-peacock-2005-filmi-izle.html

23 Kasım 2013 Cumartesi

Kafamda olup bitenler ve ne yapıp da kafamda olup bitenlere sebep olduğumu basit cümlelerle ifade etmeyi öğrenemedim. Öğrenemedim çünkü öğrenmiş olsaydım bunun yanında başka şeyler de öğrenmiş olacaktım ve yaşananlar yaşanmamış olacaktı.

Berlin Alexanderplatz